2012 yılında Türkiye-Rusya ilişkileri birkaç boyutta dikkat çekici gelişmelere sahne oldu.
Yılın hemen başında Moskova`da Ortak Stratejik Planlama Grubu ikinci toplantısı, yılın sonundaysa Putin`in Türkiye ziyareti ve Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısı gerçekleştirildi. Ama 2012 Türk-Rus ilişkileri bakımından aynı zamanda Suriye gerginliği ile de dikkat çekti.
Aslında Atatürk dönemini dikkate almazsak, tarihi genellikle keskin rekabet ve savaşlarla dolu olan 520 yıllık Türkiye-Rusya ilişkileri son 20 yıldaki gelişmeler sonucunda tamamen yeni bir anlam taşımaya başlamıştır. Yeni Türkiye-Rusya ilişkileri artık işbirliği, ortaklık ve son olarak da stratejik işbirliği ifadelerinin sıkça kullanıldığı ilişkiler sistemi olarak tanımlanmıştır. Özellikle 2000 yılların basından itibaren Rusya-Türkiye ilişkilerinde ekonomi alanında işbirliğinin yanı sıra, siyasal ve güvenlik alanlarında da kontrollü gerginlik ve rekabet anlayışından işbirliğine geçiş sureci konusunda bazı somut adımlar atılmıştır.
Bu bağlamda 16 Kasım 2001’de iki ülke dışişleri bakanlarının New York’ta imzaladıkları “Avrasya Eylem Planı” ile Avrasya coğrafyasında siyasi alanda ve terörizmle mücadele işbirliği ve ekonomik ortaklık konusunda uzlaşmaya varılmıştır. Ayrıca, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde en mesafeli tutum takınan resmi kurumlardan Rusya Genelkurmayı’nın Başkanı Anatoliy Kvaşnin’in Ocak 2002’de yaptığı Türkiye ziyaretinde bölgede istikrar için Rus-Türk işbirliği önerisi ile ilişkilerin güvenlik boyutuna yeni bir acilim getirmiştir. Bunun yanı sıra iki ülke arasında askeri eğitim Anlaşması imzalanması ve Türk ordusunun modernizasyonu çerçevesinde yapılan askeri helikopter ihalesine Rus şirketinin ilgisi de ikili ilişkilerin güvenlik boyutu bakımından anlamlı hususlardır. Rusya Devlet Başkanı Putin’in Aralık 2004-deki Ankara ziyareti sırasında taraflar arasında derinleştirilmiş çok boyutlu işbirliği çerçeve Anlaşması imzalanması da bunun en önemli göstergesi olarak görülebilir.
İki ülke arasında ticaret ve turizmle başlayan ve enerji ile desteklenen süreç Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi`nin oluşturulması ile yeni ve daha ileri bir aşamaya geçmiştir. Taraflar Üst Düzey İşbirliği Konseyi bünyesinde Ortak Stratejik Planlama Grubunun toplantılarını gerçekleştirerek ilişkilerin geleceğine ilişkin olarak fikir alış verişi yapmakta ve hedefler belirlemektedirler.
Genel olarak ikili ilişkilerde enerji, güvenlik, Kafkasya ve Karadeniz bölgesindeki rekabet ya da işbirliği olanakları, Orta Doğu bölgesinde yaşananlar önemli konuları teşkil etmektedir. Buraya Türkiye`nin NATO üyesi olması dolayısıyla, Rusya ile NATO arasındaki konuları da dahil etmek mümkündür.
25 Ocak 2012’de Moskova’da Rusya ile Türkiye arasında Ortak Stratejik Planlama Grubunun ikinci toplantısı yapıldı. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un Eşbaşkanlığında yapılan toplantıdan sonra kabul edilen ortak bildiri iki ülke arasındaki ilişkilerin ulaştığı aşamayı göstermesi ve geleceği hakkında fikir ortaya koyması açısından önemli bir belge olarak nitelendirilebilir.
25 Ocak 2012 tarihli ve 30 maddeden oluşan belgenin ilk maddesinde taraflar ilişkilerin daha da geliştirilmesi amacını bir kez daha vurgulamış ve bunun için karşılıklı güvene dayalı siyasi diyalogun gerekliliğini ifade etmişlerdir. Bu sürecin başarıyla devamı için üst düzey temasların gerekliliği özel olarak vurgulanmıştır. Aynı zamanda bildiride Türkiye ve Rusya arasında karşılıklı çıkara dayalı ticari-ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi, ticaret hacminin daha da artırılması ve özellikle de Akkuyu nükleer santralinin, Güney Akımı doğalgaz ve Samsun-Ceyhan petrol boru hatları projelerinin gerçekleştirilmesinin önemi kaydedilmiştir.
Bu çerçevede Rusya Devlet Başkanı Putin`in yıl sonuna doğru gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti de önem taşımaktaydı. Aslında Putin’in, 14-15 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirilecek Türkiye-Rusya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı’na katılması bekleniyordu. Fakat 10 Ekim`de, bundan birkaç gün önce gündeme gelen ziyaretin ertelendiği iddiasının resmi makamlarca da doğrulanmasıyla durum değişti. Ziyaretin ertelenmesi en az kendisi kadar gündem konusu oldu. O sırada Türkiye ile Rusya arasında Suriye krizi dolayısıyla gerginlik yaşanıyor olması, özellikle de Rusya`dan Suriye`ye giden bir uçağın Ankara`ya indirilerek aranması ve bazı yüklerine el konmasının gerginliği tırmandırması nedeniyle Putin`in tepki koyarak Türkiye`ye gelmediği iddia edildi. Ama daha sonra ziyaretin ertelenmesinin Putin`in sağlık durumuyla ilgili olduğu açıklandı ve ertelenen ziyaretin sadece Türkiye ziyareti olmadığı da belli oldu. Putin Ekim ayının ikinci yarısında ve Kasım ayındaki tüm ziyaretlerini iptal etmişti.
Putin, uzun aradan sonra yurtdışı ilk ziyaretini Türkiye`ye yaptı. 3 Aralık 2012`de İstanbul`da Erdoğan ile Putin arasında ikili ve heyetlerarası görüşmeler gerçekleştirildi. Görüşmelerden sonra düzenlenen ortak bir basın toplantısında Suriye konusunda açıklamalar yapıldı. Görüşmelerde Gazze, Suriye sorunu ve Orta Doğu’daki durumun ele alındı. Putin ikili ilişkilerde 2012 yılının gerginlik teşkil eden konusu olarak dikkat çeken Suriye konusuna ilişkin olarak Suriye’nin geleceğiyle ilgili pozisyonumuz aynı ama hangi metodlarla oluşturulacağı konusunda farklılıklar var dedi.
Erdoğan da ikili ilişkilere ilişkin olumlu açıklamalar yaptı ve Suriye konusunda ortak atıla bilecek adımlara dikkat çekti. Daha öncesinde ise Türkiye Güney Akımı projesinde Rusya`nın beklediği onayı vererek Rusya`ya önemli bir jest yapmıştı.
Böylece 2012 yılı Türkiye-Rusya ilişkileri açısından en azı eski seyrinin önemli ölçüde korunmasıyla sona erdi. Suriye krizi bağlamında ciddi bir soruna rağmen enerji ve diğer alanlarda önemli adımların atılmış olması ve ilişkilerin eski seyrini korumuş olması ilişkilerin artık ciddi ve sağlam bağlara sahip olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir.
http://www.1news.com.tr/yazarlar/20121226060701077.html